Mindfulness meditasyonu mitlerinden biri zihni boşaltmamız ya da düşünceleri durdurmamız gerektiği.
Bazı kişilerin “Benim zihnim çok hareketli. Ben düşüncelerimi durduramam.” gibi önyargılar nedeniyle hemen “yapamam” diyerek mindfulness’a bir şans dahi vermediklerine tanık oluyorum.
Sadece bazılarının değil, hepimizin zihni çok hareketli.
Zihnin işi düşünmek ve oradan oraya gezinmek.
Hatta kendisine “maymun zihin” de deniyor.
Biz mindfulness meditasyonu sırasında zihni boşaltmaya ya da düşünceleri durdurmaya çalışmıyoruz. Zaten bunu yapmaya çalışsak da zihin gezecek, o düşünceden bu düşünceye atlayacak, hatta düşünceler daha da inatçı hale gelecek.
Mindfulness meditasyonunda zihnimizi tanımaya, nasıl çalıştığını anlamaya çalışıyoruz. Bunu zihni gözlemleyerek, uyaranlara karşı nasıl davrandığının farkına vararak yapıyoruz. Düşünceleri, duyguları, bedendeki yankılarını gözlemliyor ve bunların geçip gitmelerine izin veriyoruz.
Böylece zihinimizi eğiterek, sakinleştirebiliyoruz.
Bazı meditasyon geleneklerinde aydınlanma yolunda zihnin susturulabildiğini, başka bir zihin düzeyine ulaşılabildiğini biliyoruz.
Ancak seküler olarak yürütülen mindfulness meditasyonu çalışmalarında zihni boşaltmaya, düşünceleri durdurmaya çalışmıyoruz.
Ne mutlu ki zihninizi eğiterek, hayatlarımızı dönüştürme şansına sahibiz
Kendimize zaman ayırarak, sabırla, şefkatle...