Mindfulness Nasıl Pratik Ediliyor?

Mindfulness pratikleri formel ve formel olmayan uygulamalar olarak iki şekilde ele alınıyor.

Meditasyon, hareket gibi belirli bir süre odaklanmayı gerektiren pratiklere formel uygulamalar diyoruz.

Bazı temel yoga hareketleri ve yürüme meditasyonu gibi fiziksel egzersizler, nefes meditasyonu gibi zihinsel egzersizler formel mindfulness pratiklerinden bazıları.

Hayatımızın içinde dikkatimizi vererek yaptığımız her türlü aktiviteyi de formel olmayan uygulamalar olarak adlandırıyoruz. Tüm duyularımızı kullanarak kahve içmek, yemek yemek, duş almak gibi günlük aktiviteler bu tür uygulamalara bir örnek. 

Zaten yaptığımız tüm formel uygulamaların esas amacı, bu uygulamalarda geliştirdiğimiz farkındalığı hayatımızın her alanına taşıyabilmek. 

Mindfulness Ne Değildir?

Mindfulness ile pek çok yanlış bilgi ve yanlış algı oluştuğunu görüyorum. Tüm bunlar çok değerli bilimsel temellere sahip, hayatımıza olumlu katkıları olan mindfulness’a tepkili ve/veya önyargılı yaklaşılmasına neden oluyor. Bu nedenle burada mindfulness’ın ne olmadığını maddeler halinde özetliyorum: 

Mindfulness ne değildir?

  • Zihni durdurmak ya da boşaltmak değildir.

Mindfulness pratikleri zihnimizin çalışma biçimini ve bunun üzerimizdeki etkilerini anlamamızı kolaylaştırıyor. Pratikler sırasında zihnimizi durdurmaya, düşüncelerimizden kurtulmaya çalışmıyoruz. 

Aksine zihnimizde olanları, gelen giden düşünceleri izliyor, o anda olanlara tanık olmayı deneyimliyoruz. 

Düzenli pratik sonucunda zihnimiz sakinleşir, dinginleşir. Bu sakinleşme ve dinginlik de olana farkındalıkla yaklaşabilmemize olanak sağlar. 

  • Rahatlama ve gevşeme tekniği değildir.

Mindfulness pratiklerinin asıl amacı rahatlama ve gevşeme değil. Ancak, zihnin dinginleşmesi ve sakinleşmesiyle belirli bir rahatlama ve gevşeme hissedilmesi olası. 

  • Daima pozitif olmak, olumlu düşünmek değildir. 

Mindfulness pratiklerinin amacı pozitif ve olumlu düşünceyi geliştirmek, sürekli pozitif bir ruh hali içinde olmayı sağlamak değil. 

Hayatta sadece hoşa giden şeyler yoktur. Acı, üzüntü, mutluluk, sevinç, kaygı, endişe, coşku, heyecan hepsi hayatın bir parçası. Mindfulness  pratikleri ile tüm duygu ve düşüncelerimizle birlikte kalabilme becerimizi geliştiriyoruz. Bu da hayata karşı daha esnek ve güçlü olmamıza, yaşananlara tepki yerine cevap vermemize yardımcı oluyor.  

  • Meditasyon değildir. 

Mindfulness dikkatimizi şimdiki ana yönlendirdiğimiz bir beceri, bir meditasyon değil.

Meditasyon, mindfulness pratikleri içinde zihni eğitmek için kullanılan temel yöntem. Ancak mindfulness meditasyonları kadim öğretilerde yer alan, çok sayıda çeşidi olan meditasyonlardan farklı. Temelde nefes ve beden farkındalığına dayanıyor. 

“Mindfulness meditasyonu” demek bazı önyargılara neden olduğundan ben meditasyon yerine çoğu kez “mindfulness pratiği” demeyi tercih ediyorum. Ancak “meditasyon” kelimesini de kullanıyorum. 

  • Bir din değildir.

Mindfulness pratikleri köklerini Budizm’den alsa da kesinlikle bir din değil. Herhangi bir ideolojiye dayanmıyor. 

Budizm’de yer alan şefkat ve farkındalık gibi kavramlar, mindfulness yaklaşımında da yer alıyor. Ancak bu kavramlar herhangi bir dini temele dayandırılmadan, herkesin günlük hayatına uygulayabileceği şekilde mindfulness pratiklerinde kullanılıyor. 

Mindfulness tamamen seküler bir yaklaşım. Mindfulness pratiklerinde zihnin işleyişi, yapısı, algı ve tutum gibi konular üstünde çalışılıyor. 

  • Sihirli bir değnek, mucize bir çözüm değildir.

Mindfulness hayatımızdaki tüm problemlerin çözümü değil. Hayatımızda olanları olduğu gibi, açık bir kalp ve dingin bir zihinle görebilmemize, böylece en uygun çözümleri ve cevapları bulabilmemize yardım eden bir beceri.  

Mindfulness “olma halini pratik etmek” demek. 

Mindfulness pratiklerine başlayınca hayatımızın sihirli bir değnek değmişçesine mucizevi bir şekilde değişeceğini beklemek doğru bir yaklaşım. değil. 

Mindfulness becerisini geliştirmek bir süreç. Düzenli pratik, disiplin ve kararlılık ile sürece güven duymayı gerektiriyor. 

  • Zor değildir.

Mindfulness öğrenebilen, geliştirilebilen bir beceri. Mindfulness pratiklerini yapmak için özel ekipmanlara ihtiyaç yok. Pratiklerin temeli olan nefesiniz, bedeniniz ve zihniniz zaten sizinle birlikte. 

Mindfulness’ta “yaptım yapamadım” gibi bir yaklaşım da söz konusu değil. Ulaşılacak bir yer, hissedilecek özel bir şey yok. Mindfulness tamamen kişinin kendi deneyimine dayanıyor. 

Mindfulness Nedir?

Kitap okurken bir an durup düşündüğünüzde ne okuduğunuzu hatırlamadığınız oldu mu hiç?

Ya da ekran karşısında çalışırken, yemek yemeyi unuttuğunuz, açlığınızı fark etmeden akşam olduğunu gördünüz mü hiç?

Ya da arabanızla markete giderken, market  yolu yerine her gün işe gittiğiniz yola saptınız mı?

Ya da her sabah geçtiğiniz sokaktaki mis gibi kokan manolya ağacını yeni fark ettiğiniz oldu mu hiç? 

Benzer durumlarla hepimiz karşılaşmışızdır. Bunlar günümüzün çoğunu otomatik pilotta yaşamamızın sonucu. Aslında sıradan bir eylemi ne yaptığımızı düşünmeden otomatik olarak yapıyoruz. Sonra düşündüğümüzde de ne yaptığımızı, nasıl yaptığımızı hatırlamıyoruz. 

Hepimizin hayatı çok yoğun. Yapılması gereken işler, gidilmesi gereken yerler, ulaşılması gereken hedefler derken bir koşturma içindeyiz. 

Hayatın güzelliklerini kaçırıyor, bedenimizin verdiği sinyalleri duymuyor, olaylara otomatik tepkiler veriyor, zihnimiz sürekli hareket halinde adeta bir makine gibi yaşıyoruz. Hayatı gerçekten yaşamak yerine sürekli bir şeyleri “yapma” telaşındayız. 

Stres, kaygı, depresyon ve aşırı tepkisellik peşimizi bırakmıyor. Hem kendimize, hem sevdiklerimize zarar veriyoruz. Mutluluğun peşinde koşuyoruz ama ulaşamıyoruz. Kendimizle ve çevremizle sürekli bir kavga halindeyiz.

Mindfulness bunların tersine, otomatik pilottan çıkarak anda olana dikkatimizi vermemize, sağa sola savrulmadan hayatımızın dümenini elimize almamıza yardım ediyor.

Prof. Jon Kabat-Zinn’in tanımına dayanarak mindfulness, dikkatimizi bilerek, isteyerek içinde bulunduğumuz ana yönlendirme, anda olanlara açık, yargısız, hoşgörülü ve meraklı bir tavırla yaklaşabilme becerisi olarak tanımlanıyor. 

Mindfulness Türkçe’ye “farkındalık” veya “bilinçli farkındalık” olarak çevrilmiş. Ben genellikle “mindfulness” veya “farkındalık” şeklinde kullanmayı tercih ediyorum. 

Mindfulness becerisi, olanı olduğu gibi görmemize yardım ediyor.

  • Duygu ve düşüncelerimizden kaçınmadan ya da onlara tutunmadan, olanları değiştirme çabasına girmeden kendimize, olaylara, dünyaya ve ilişkilerimize farklı  ve geniş bir açıdan bakabilmemizi sağlıyor. 
  • Otomatik tepkiler vermek yerine, bir seçim yapma şansımız olduğunu gösteriyor. 
  • Seçim yapma şansı da bizi özgürleştiriyor.
  • Bu özgürlük, içsel kaynaklarımızı fark etmemizi, kendimizi keşfetmemizi sağlıyor. 
  • Bunun sonucunda da dönüşüm başlıyor.

İçinde bulunduğumuz an, bu anı izleyen anları ve geleceği biçimlendiriyor. 

Şimdiki ana farkındalıkla ve dikkatle yaklaşırsak, gelecek anlarımızı, dolayısıyla hayatımızın kalitesini biçimlendirme şansımız oluyor. 

Bu da daha iyi ve doyumlu bir yaşamın anahtarını sağlıyor bize.

Mindfulness geliştirilebilen bir beceri.

Mindfulness aslında hepimizin içinde olan, doğuştan gelen bir beceri.  Nasıl ki düzenli fiziksel egzersizlerle kas ve kemik yapımız güçleniyorsa, mindfulness becerisi de sürekli ve düzenli pratikle geliştirilebiliyor.