Mindfulness ile pek çok yanlış bilgi ve yanlış algı oluştuğunu görüyorum. Tüm bunlar çok değerli bilimsel temellere sahip, hayatımıza olumlu katkıları olan mindfulness’a tepkili ve/veya önyargılı yaklaşılmasına neden oluyor. Bu nedenle burada mindfulness’ın ne olmadığını maddeler halinde özetliyorum:
Mindfulness ne değildir?
- Zihni durdurmak ya da boşaltmak değildir.
Mindfulness pratikleri zihnimizin çalışma biçimini ve bunun üzerimizdeki etkilerini anlamamızı kolaylaştırıyor. Pratikler sırasında zihnimizi durdurmaya, düşüncelerimizden kurtulmaya çalışmıyoruz.
Aksine zihnimizde olanları, gelen giden düşünceleri izliyor, o anda olanlara tanık olmayı deneyimliyoruz.
Düzenli pratik sonucunda zihnimiz sakinleşir, dinginleşir. Bu sakinleşme ve dinginlik de olana farkındalıkla yaklaşabilmemize olanak sağlar.
- Rahatlama ve gevşeme tekniği değildir.
Mindfulness pratiklerinin asıl amacı rahatlama ve gevşeme değil. Ancak, zihnin dinginleşmesi ve sakinleşmesiyle belirli bir rahatlama ve gevşeme hissedilmesi olası.
- Daima pozitif olmak, olumlu düşünmek değildir.
Mindfulness pratiklerinin amacı pozitif ve olumlu düşünceyi geliştirmek, sürekli pozitif bir ruh hali içinde olmayı sağlamak değil.
Hayatta sadece hoşa giden şeyler yoktur. Acı, üzüntü, mutluluk, sevinç, kaygı, endişe, coşku, heyecan hepsi hayatın bir parçası. Mindfulness pratikleri ile tüm duygu ve düşüncelerimizle birlikte kalabilme becerimizi geliştiriyoruz. Bu da hayata karşı daha esnek ve güçlü olmamıza, yaşananlara tepki yerine cevap vermemize yardımcı oluyor.
- Meditasyon değildir.
Mindfulness dikkatimizi şimdiki ana yönlendirdiğimiz bir beceri, bir meditasyon değil.
Meditasyon, mindfulness pratikleri içinde zihni eğitmek için kullanılan temel yöntem. Ancak mindfulness meditasyonları kadim öğretilerde yer alan, çok sayıda çeşidi olan meditasyonlardan farklı. Temelde nefes ve beden farkındalığına dayanıyor.
“Mindfulness meditasyonu” demek bazı önyargılara neden olduğundan ben meditasyon yerine çoğu kez “mindfulness pratiği” demeyi tercih ediyorum. Ancak “meditasyon” kelimesini de kullanıyorum.
- Bir din değildir.
Mindfulness pratikleri köklerini Budizm’den alsa da kesinlikle bir din değil. Herhangi bir ideolojiye dayanmıyor.
Budizm’de yer alan şefkat ve farkındalık gibi kavramlar, mindfulness yaklaşımında da yer alıyor. Ancak bu kavramlar herhangi bir dini temele dayandırılmadan, herkesin günlük hayatına uygulayabileceği şekilde mindfulness pratiklerinde kullanılıyor.
Mindfulness tamamen seküler bir yaklaşım. Mindfulness pratiklerinde zihnin işleyişi, yapısı, algı ve tutum gibi konular üstünde çalışılıyor.
- Sihirli bir değnek, mucize bir çözüm değildir.
Mindfulness hayatımızdaki tüm problemlerin çözümü değil. Hayatımızda olanları olduğu gibi, açık bir kalp ve dingin bir zihinle görebilmemize, böylece en uygun çözümleri ve cevapları bulabilmemize yardım eden bir beceri.
Mindfulness “olma halini pratik etmek” demek.
Mindfulness pratiklerine başlayınca hayatımızın sihirli bir değnek değmişçesine mucizevi bir şekilde değişeceğini beklemek doğru bir yaklaşım. değil.
Mindfulness becerisini geliştirmek bir süreç. Düzenli pratik, disiplin ve kararlılık ile sürece güven duymayı gerektiriyor.
- Zor değildir.
Mindfulness öğrenebilen, geliştirilebilen bir beceri. Mindfulness pratiklerini yapmak için özel ekipmanlara ihtiyaç yok. Pratiklerin temeli olan nefesiniz, bedeniniz ve zihniniz zaten sizinle birlikte.
Mindfulness’ta “yaptım yapamadım” gibi bir yaklaşım da söz konusu değil. Ulaşılacak bir yer, hissedilecek özel bir şey yok. Mindfulness tamamen kişinin kendi deneyimine dayanıyor.